Yaşanan sorunların aile sistemi içerisinde ele alındığı; kimi durumlarda ailenin tamamının, kimi durumlardaysa bir kısmının sürece dahil edildiği danışmanlık hizmetidir. Bu nedenle; anne, baba, çocuk ve ailenin diğer bireyleri aynı seansta bir arada görülebilir.
Aile terapisi uygulamalarından, bağımsız bir psikoterapi yöntemi olan sistemik terapi geliştirilmiştir. Aile terapisi ile sistemik terapi yöntemlerinin birbirleriyle çok yakın ilişki içerisinde olmaları nedeniyle, aile terapistleri aynı zamanda sistemik terapi eğitimi de alırlar. Ancak aile terapisi, herhangi bir terapi şekline bağlı değildir. Aynı zamanda, bilişsel davranışçı terapistleri, davranış terapistleri, logoterapistler, varoluşçu ve dinamik yönelimli (psikanalitik psikoterapi) terapistleri de aile terapisi hizmetleri sunmaktadırlar.
Bu terapide kullanılan teknikler çeşitlilik göstermektedir. Dünyada şu ana kadar ailelerle çalışmak üzere bir çok yaklaşım geliştirilmiş olup birkaç tanesi en sık olarak kullanılmakta olup, terapistin nasıl bir eğitim aldığıyla yakından ilgilidir. Ancak hangi teknikler kullanılırsa kullanılsın ailelerle, çiftlerle çalışmanın temel ilkeleri her durumda aynıdır. Önemli olan teknikten öte aile ile terapist arasındaki ilişkinin niteliğidir.
• Eşler arası ilişki
• Evlilik problemleri
• Boşanma
• Çocuk, ergen ve yetişkin ruh sağlığı
• Çocuk ve ergenlerde davranış bozukluğu ve okul problemleri
• Alkol ve madde kullanımı
• Kronik fiziksel rahatsızlıklar
• Yas, kayıp ve travmalar
• Duygusal istismar, ihmal ve şiddet
• Anksiyete ve depresyonu da içeren duygusal bozukluklar
• Üvey bireyi bulunan ailelere destek
• Psikoseksüel gelişim zorlukları
• Evlat edinme, üvey ebeveyn/çocuk ilişkileri
• Kendine zarar verici davranış
• Travma sonrası çocuklara, gençlere ve yetişkinlere destek
• Ekonomik problemler
Aile terapisi, genellikle bir kişinin sorunlarının doğrudan ailesiyle ilgili olması durumunda kullanılır. Özellikle, çocuklarda ve ergenlik dönemindeki gençlerde, ailenin de terapiye dahil edilmesi önemlidir.
Ailenin çocukların gelişimi üzerinde etkisi çok önemlidir. Çocuklarda ve ergenlik dönemindeki gençlerde görülen ruhsal bozukluklar, bozulmuş aile düzeni ve sistemlerinden kaynaklanabilmektedir. Örneğin, yemek yeme bozukluğu rahatsızlığı olan gençlerin büyük bir çoğunluğunun, kendi anne ve babalarında da yemek yeme sorunları, vücut formlarına aşırı önem verme veya yüksek performans gösterme saplantıları olabilmektedir.
Ancak terapinin amacı, problemlerin asıl sorumlusunun aile olduğunu göstermeye çalışmak değildir. Aksine, burada asıl amaç olumsuz etkileşimlerin tespit edilmesi ve çözümlerinin araştırılmasıdır.
Aile terapisi, ailenin mevcut düzenindeki değişikliklerin sorun yaratması durumunda da faydalıdır. Aile terapisti, boşanma durumunda veya ayrılığın ardından aileye yeni bir eşin katılması durumunda aileye yardımcı olur ve destekler.